Hakkımda

Fotoğrafım
Kendimi yıpratacak olan şeyler o kadar boştuki ölümlü dünyada değmez.Aç gözlü olmayan hepsi benim değil yeteri kadarı benim olsun diyen bir yapıdır bedenimin taşıdığı.

20 Şubat 2012 Pazartesi

AŞKIN İNTİKAMI(BENİM İNTİKAMIM) İLE İLK KEZ

Davulun sesi uzaktan hoş gelir derler ya...Ne kadar da doğru bir ifade. Hayallerimin en başında olan kitap çıkartma işlemini başardım. Bunun için çok mutluyum. Ama işler sadece yazmak ile sınırlı kalmıyor. Genç bir yazarsanız ve bu sizin ilk kitabınızsa, kitabınızın çıktığı yayınevi size pek de fazla yardım etmeyebilir. Yani kitabınızın tanıtımı sizin üzerinize kalmıştır. Bu konu hakkında bardağa herzaman dolu tarafından bakma huyum devreye girdi. Öyle ya, ikinci kitabım için çok iyi bir tecrübe oldu. Allah nasip  ederse temmuz ayında ikinci kitabımı çıkarınca ne yapmam gerektiğini biliyor olacağım. Şimdilik sadece bu kitabımla ilgileneceğim. Yeni bir kitap için D&R'daki sıralaması hiç de fena sayılmaz. Karakterimden ödün vermeden yazmaya devam edeceğim. Daha iyi olması ümidiyle tabiki...

14 Ekim 2011 Cuma

14 EKİM

Nerden nereye, daha dün gibiydi en son yazdığım blogum.Temmuzdan beri yazmamışım.O zamandaki hayallerimin şimdi gerçek olması.Şu an da başka hayallere sahip olmam insan oğlunun hep daha fazlası benim olsun düşüncesinde olmasına öyle güzel bir örnek ki! Kendime haksızlık yapmak istemiyorum tabi.İstediğim şeyler olduktan sonra şükretmesini de biliyorum.Verdiği vermediği herşey için hemde!Geçenlerde çok nezih bir  mekanda iyi bir şirkette iş görüşmem vardı.Bir gün öncesinden çok dua etmiştim bu iş olsun diye beni zor durumda bırakmadan hayırlısı bu işte olsun diye.İlk görüşmem çok olumlu geçti. Mekanı gördükten sonra bende çok istedim burayı.Daha çok dua ettim.Burası benim için hayırlı olsun diye.İnsan kaynakları yöneticisi seni beğendik ikinci görüşmede genel müdürle tanıştıracağız dedi.İyice umutlandım.İyice dualara sarıldım. O gün geldi çattı en nihayetinde ama bende bir aksaklık vardı. Konuşmamla insanları etkileyen ben o gün çok tutuktum.Adeta kendimden geçmiş gibiydim.Genel müdürün mesleğimle ilgili sormuş olduğu basit sorulara bile cevap veremiyordum.Olan olmuştu ve bu işi kaptım derken kendi ellerimle geri vermiştim. Neler oluyordu hiç anlamamıştım.Bu gibi konularda profesyonel olan ben nasıl böyle toy hatalara düşmüştüm.İlginçti.Sonrasında yüksek lisans kayıtları başlamıştı birkaç zaman sonra. Hafta sonu gitmeye karar verdiğim master için hazırlık okulu muafiyet sınavına girdim ve A kuru yani advanced çıktı.Muaf olamadığım için prep school a gitmek zorunluydu.Bunun zamanı hafta içi 19:30 - 22:00 arasındaydı.Sonradan kafama dank etti.Eğer bu iş olsaydı avrupa yakasından yeditepe üniversitesine nasıl gelecektim?Nasıl yetişecektim? Sonrasında aklıma duam geldi.Beni zor durumda bırakmayan iş hayırlı olan iş bu olsun diye.Demek bu değilmiş.Bir kez daha şükrettim.Kendimi yazdığım kitabıma ve akademisyen olmaya adamış vaziyetteyim hala.Ve biliyorum ki olacak.Çünkü dua ediyorum, çünkü bunun için çalışıyorum.Kıssadan hisse demem o dur ki, çok istediğiniz şeyler olmayabilir.Ama sakın aklınızdan çıkarmayın herşeyde bir hayır vardır.Sırf verdikleri için değil vermedikleri için de Allah'a şükretmeliyiz...

24 Temmuz 2011 Pazar

AŞK

İnsanoğlu nankör! Elindekinin kıymetini bilmiyor. Gözü herzaman daha fazlasında. Anı yaşamaktan ziyade hep yarınlara umutlu bakıyorlar. Oysa anlayabilseler bugünde dünün yarınıydı. Ve yine bilseler aşk'ın bize sunulan bir hazine olduğunu. Ozaman ben aşk'a inanmıyorum demezlerdi. Sevdiğine ama gerçek anlamda sevdiğine körkütük aşık olanlar bilir. Ulaşamamak daha çekici, daha duru, daha güzel kılar sevdiğini. Çünkü yanında değil hayallerindedir. İnsan hiç düşlerinde kötüyü sever mi? Mesela çok aşık olduğun birisi var. Hayalinde onu hırsız, katil vb. kötü sıfatlarla tanımlayabilir misiniz? Cevabı , kesinlikle hayır! İşte aşk'ı cezbedici kılan bu. Gerçek üstü kılan bu. Hani derler ya aşk'ın da bir ömrü var diye. Ama hiç ulaşamazsan da bir ömür boyu sürer diye. Neden mi? Çünkü sabahları kalktığında çapaklı suratını görmeyeceksin. O hep senin için temiz ve bakımlı olacak. Çünkü televizyonda maç izlerken küfür ettiğini duymayacaksın. O hep senin için olgun ve kibar olacak. Bunları fiili anlamda görürsen o uğruna dağları deldiğin aşk hemen bitiverir. İnsanoğlu nankör! Öyle ki , aşkların en kutsalı, en güzeli olan Allah aşk'ını sorgulayanlar var. Biz inanmıyoruz, eğer Allah olsaydı onu görürdük, burada olurdu diyenler var. Ey nankör insanoğlu! Görüpte bu kutsal aşk'ın da mı değerini bilmeyip ziyan edeceksin!

11 Temmuz 2011 Pazartesi

11 Temmuz

Basit şeylerden mutlu olmasını bilmek, para için onurunu ve şerefini satmamak gerek.Geçenlerde bir dostum anlattı.Kendim yaşamış gibi üzüldüm.Başından geçen kısa bir iş deneyiminde tanıştığı bir kişi hiç aklından çıkmamış o zamandan beri.Ne yapıp, ne edip bulmuş internet adresini.Ve bilmişte bir cafeye davet etmesini.Kız bu buluşmanın bir arkadaşlık çerçevesinde geçeceğini düşünmüş. Fakat esas oğlan dayanamamış.SENDEN ÇOK ETKİLENDİM, TANIDIĞIMDAN BERİ AKLIMDAN ÇIKMIYORSUN.lÜTFEN BANA HAYIR DEME BİR BİRLİKTELİĞE BERABER YELKEN AÇALIM demiş. Bunu duyan kız çok şaşırmış haliyle.Evet demek istememiş ilk başta.Ama hayır deyip kaybetmek istememişte. Bana biraz süre ver demiş.Annemle konuşmam gerek. Geçen üç gün sonunda oğlan dayanamamış.Aramış kızı.Merhaba nasılsın demiş.Kız da istemez edalarında iyiyim demiş.Oğlan anlamış bir terslik var. Ne oldu? Annem onaylamıyor.Gururlu tavrıyla tamam o zaman saygı duymamız gerek demiş esas oğlan.Telefonun kapa tuşuna basmasından sonra gözyaşlarının açma tuşuna basmış sanki.Bir iki gün kendini avutmaya çalışmış. Biraz zaman sonra kız mesaj atmış oğlana.Bugün müsait misin? Oğlanda hemen hazır cevap tabi demiş. Ve buluşmuşlar.Kız arkadaşlarıyla gelmiş buluşmaya. Oğlan neden buluşmak istedin demiş madem annen onaylamıyorsa? Kız cevap vermeden arkadaşı biz konuştuk ailesiyle, ikna ettik.Sen annesini değil kızı ikna et demiş ve ipucunu vermiş tavrıyla istediği bol şekerli kahvesini yudumlamaya koyulmuş. Artık görüşmeler hızlanmış.Oğlan çok mutluymuş. Tam aradığı özelliklerde bulmuş birisini.Bir zaman sonra ilk görüştükleri kadıköyde tekrardan görüşmeye karar vermişler.Oğlan canım ben herşeyi ayarladım.Sen herşeyi bana bırak demiş.Fakat kız hiç memnun olmayan edasıyla yorum yapmamış.Bu durum,kızın mutlu olmaması,elini tutamaması ve dahası adının bile konmaması oğlanın canını fena halde sıkıyormuş.Oturdukları cafede birçok kez ayrılmayı kafasına koymuş.Bağırışarak tartışmışlar.Ama fazla zorlamak istememişte.Sonuçta ona ben sabredip beklerim demiş. Bir müddet sonra kız ben konuşmak istiyorum diye söze girmiş.Herşey iyi hoş ama,bu zamana kadar hep sen senin ayarladığın bir gelecek üzerine plan yaptın.Hiç düşünemedin bu kızında planları ve yaşantısı var.Benim yaşantım hakkında ne biliyorsun? Oğlan sıradan orta halli bir ailenin olduğunu düşünüyorum demiş. Kız işte burda yanılıyorsun küçük bey.Babamın müteahitlik şirketi var. Durumumuz çok ama çok iyi.Eğer senle birlikte olursak bana bu şartları sunabilecekmisin? Oğlan şaşırmış vaziyette ben senin bu kadar durumunun iyi olduğunu bilmiyordum.Kız da biliyorum, bu nedenle sana güveniyorum.Bana olan hislerin param için değil benim için.Ama soruma cevap ver, bana aynı şartları sunabilir misin? Ogün aklından gelip geçen ayrılık kararı şimdi daha kuvvetli bir şekilde etkisini gösterdi.Ölümlü dünya demekle yetindi. Kız oğlana, bak senden önce dört yıllık bir ilişkim oldu. Çok sevmişti. Ama ailem onun ekonomik durumunu öğrenince ayrılmamı istedi.Ben de karşı gelemedim ve ayrıldım.Bırak onu babam normal arkadaşlarımın ekonomik durumunu göz önünde bulundurmamı istiyor. Neye uğradığını şaşıran çocuk, peki sana ilerde ailemin parasını istemiyorum şeklinde noter onaylı bir  kağıt imzalamanı söylersem kabul edermisin? Hayır demiş kız.Benimde herşeyde hakkım var.Neden almayayım.Zaten bizim ciddiyetimiz beş yılı bulur.Sen ozamana kadar ekonomik olarak düzelirsin.Çocuk hiçbirşeyin garantisi yok demiş.Ozaman ailen benim için de bu çocuğun ekonomik durumu kötü, seni kullanıyor derse bana destek olurmusun yoksa ailenin tarafını mı tutarsun? Kız susmuş.Oğlan üsteleyerek defalarca sormuş.Kızda defalarca sessiz kalmış.Sayamayacak kadar çok olan ayrılma düşüncesini bu sefer sesli olarak kıza iletip masadan kalkmış ve hesabı ödeyerek gitmiş. Ogün kendisiyle gurur duymuş.Her ne kadar içi içini yese de.Para herşey olmamalı.Herkes bilmeli.Önemli olan çok paralı olmak değil.Önemli olan mutlu bir şekilde keşkelerin çok az olduğu, iyiki yapmışımların çok fazla olduğu bir yaşamda doya doya yaşamak. Allah herkesi ıslah eylesin.Ne diyeyim ki? Ölürmüydün sanki tamam desen.

9 Haziran 2011 Perşembe

10 Haziran

Yeniden bir kıpırtı oluşturdun galiba, böyle demekte hislerim,
Ama emin miyim bilemiyorum,
Güzel duygular olmalı beslediğim,besleyeceğim,
Merhametli olmanı Allah'tan diliyorum,
Ugur getirmeli,korumalı temizliği ve saflığı, mavisi o deniz gözlerinin,
Rüyalarımda bile onları düşünüp orada boğulmak istiyorum.

26 Nisan 2011 Salı

27 Nisan

Geçenlerde sevdiğim bir dostumla içmekten büyük keyif aldığım latte ile birlikte bir cafede oturuyorduk. Konu döndü dolaştı ve karşı cinslere geldi.Yaklaşık dört aydan beri hayatımda kimsenin olmadığını bilen arkadaşımın dikkatini çekmiş.Can neden bir birliktelik yaşamıyorsun? diye sorusunu sormaktan da esirgemedi kendini.Üstelik elimdeki fırsatları biliyordu da. Bu soru uzun zamandan beri tarafıma sorulmasından korktuğum ve er geç karşıma çıkacağını bildiğim bir soruydu.Belki de konuşmak iyi gelecekti.Bende tek bir kelimeyle ifade ettim.Tiksiniyorum...Ne zaman el ele-kol kola bir çift görsem midem bulanıyor.Birbirlerine olan diyalogları çok salakça çok çocukça geliyor.Midem bulanıyor.İstemiyorum dostum.Kafam rahat bu şekilde. Arkadaşım da olmaz bu şekilde ömrünün en güzel çağındasın.Sana birini bulmamız gerek dedi.Yazın bizimkilerde yok.Ev bize kalır.Sen senin kız arkadaşınla ben de benimkisiyle takılırım dedi.Ama diyeceğine de çok fazla pişman oldu.Kim bilir belki de benden böyle bir tepki beklemiyordu. (Zaten şöyle bir durum var.Dış görünüşüme bakanlar, benim burnumun havada dünya umrunda olmayan,kokoşlardan hoşlanan bir tip olduğumu zannederler.Ta ki üniversiteden beri.Ama işin aslı öyle değil.Bu zamana kadar bırak çıktığım kızları,hoşlandığım kızlar bile çok sıradan ve sadelerdi.Böylede devam edecek.)
--Çok yanlış düşünüyorsun arkadaşım.Bu kadar basit mi herşey!Ben bir kızı ayarlayacağım ve eve mi atacağım?Bunu nasıl yaparım?Yapsam vicdan azabı çekmez miyim? Benim bir kız kardeşim yok.Peki ya olsaydı.Bunlar benim başıma gelseydi.Ne yapardım? Kimsede kusuruma bakmasın ama burdan çok ciddi söylüyorum.Ben namus için adam öldürürüm.Hemde gözümü bile kırpmadan.Değerler bu kadar basit olmamalı.Onlar kutsal.Herşeyin bir zamanı var.Bir vakti var.Ayrıca ben ilahi adalate inanırım arkadaş.Bugün ben yaparım.Yarın da el gelir benim kızıma yapar.Öyle şey olmaz.Olmamalı!Anlamış değilim zaten bazı geri zekalıları.Safları buluyorlar ve yatağa atıyorlar. Sonra da arkadaş sohbetlerinde bak ben bunu yatağa attım.Şimdiki hedefim de bu.Gel hadi iddiaya girelim.Yapamazsam bana da X demesinler.Aklımız gerçekten sadece bacak arasına çalışıyor.Bu oturaklı cevabımdan sonra sustu ve gözümde zavallı katagorisinde yer alan arkadaş listeme eklendi
     Bugün beşçeşmelerde her zaman çay içip sokak simidi yediğim bir cafeye gittim.Bir müddet sonrada liseli bir grup geldi.Beş kız,iki erkek.Yalnız bir sorun vardı.Kızlar içmişler ve sarhoşlardı.Şansıma da gelip arkamdaki masaya oturdular.Kızlar bağırıyorlar utanmadan ahlaksız kelimeler ediyorlardı. Benim gözümde geleceğin eskortları olma yolundaki zavallılardı bunlar.Bir müddet sonra cafenin sahibi de geldi uyardı.Arkadaşlar sessiz olun! Gürültü yapmaya devam ederseniz kovarım sizi!Birkaç dakika susan ergenler tekrardan bağırarak konuşmaya devam ettiler. Sonra sırtımda birşeyin temasını hissettim.Arkamda oturan sarhoş kızlardan biri bir bardak suyu sırtıma dökmüştü.Hemen arkama dönüp neler olduğunu anlamaya çalıştım.Masada oturan erkekler özür üstüne özür diliyorlardı.Tam kalkıp bir tokat atacaktım ki.Kızın yüzüne baktım.Gözlerime içine bakıyordu.Ama böyle bir bakma olamaz.Sanki suç benim değil.Ailem benimle ilgilenmiyor.Sadece okula yollamakla iyi anne ya da baba olduğunu zannediyorlar.Eğer öyle olsalardı,ben şimdi bu hale düşmezdim der gibiydi.O kadar tuhaf oldum ki,midem bulandı.Suçlu kız değildi ki.Suçlu annesiydi,suçlu babasıydı.Ne diyebilirdim ki onbeş,onaltı yaşlarındaki ergenlere.Zaten cafenin sahibi olanları gördü ve çocukları kovdu.Üzüldüm ama.O kız için üzüldüm.Yanındaki erkeklerin niyetini anlamadıkları için üzüldüm.Sarhoş olup bu küçük yaşta kadın olacağı için üzüldüm.Bu olayları görüp nasıl bir düzen kurabilirsin ki?
   Geri kafalıyım ben arkadaşım.Babanem gibi,babam gibi, amcam,halam,bakkal Adem abi,fırıncı Ziya abi gibi geri kafalıyım.Zamanın kokoşları,eskortları,fahişeleri,of ne kadar salaksın! biraz modern ol diyen ama asıl salakların kendileri olduğunu bilmeyen geri zekalıları varsınlar bana geri kafalı desinler.Ben bu halimden çok mutluyum.Umarım da hep bu şekilde devam eder.İlahi adalete inanıyorum.İnanıyorum ki benim için de doğru kişi var.Benim fikirlerimle örtüşen düşüncelere sahip birisi çıkacak bir gün. Bu tarz işler kadere bırakılmalı.Nasıl olsa hayat hızlı bir şekilde akıp gitmekte.

6 Nisan 2011 Çarşamba

6 Nisan

Öyle bir hayatta yaşıyoruz ki herşey sınavla bütünleştirilmiş durumda. Bu hafta tam sekiz sınava girdim.Mayısın sonuna kadar da dokuz sınavım daha var. Stres üst seviyede.Normalde böyle şeyleri takmayan ben bu yıl belkide son senem diyem çıldırmak üzereyim.Yüzüm hep sivilce oldu. Ama bu cefa çekilmezse ileride güzel günler nasıl yaşansınki. Özellikle 2011 yılı hayatımın dönüm noktası. Gerek sınavlar bakımından, gerekse askerlik bakımından bu yıl halledeceğim bir yıl. Bunlarda biterse zaten birşey kalmayacak. Ya da bana öyle geliyor.Belki de hayat o zaman başlayacak. Gelecek nisan gibi askerden geldiğim zaman Yeditepe Üniversitesinde MBA programım başlayacak. Sonrasında bir iş macerasına tekrar gireceğim.Yazında arabamın borcu bitiyor ve hemen bir ev için krediye başvuracağım.Düşününce hayat biter dert-stres bitmez.Üç yıl içerisinde Bournemouth Üniversitesinde doktora eğitimi.Belki hayatımın geri kalanını orada ikame ederim. Ya da dönerim.O kadar uzun süreli plan yapıp bağlı kalmak istemiyorum.Şimdi tek düşüncem 24 Nisan daki ALES sınavım.Bundan da alnımın akıyla başarılı çıkmak istiyorum.Çıkacağımda...